Beyniniz Hakkında 10 Şaşırtıcı Gerçek

Beyniniz Hakkında 10 Şaşırtıcı Gerçek

Beynimiz, yaklaşık 86 milyar nöron ve trilyonlarca bağlantıyla insan vücudunun en karmaşık organı. Sadece 1,3 kilo ağırlığında ama evrenin sırlarını çözmeye, şiir yazmaya, aşık olmaya ve aynı zamanda markette yanlış ürünü almaya yetebiliyor. Ne garip değil mi?

Peki neden günlük hayatta bu kadar sık yanılıyoruz? Neden bazen birine kesinlikle doğru olduğunu düşündüğümüz bir şeyi anlatıyor ama sonra yanlış hatırladığımızı fark ediyoruz? Ya da neden gözümüzün önündeki basit bir detayı kaçırabiliyoruz?

Nörobilim ve psikoloji araştırmaları gösteriyor ki, beynimiz aslında bir bilgisayar gibi çalışmıyor. Daha çok kısa yollar deneyen, hikâyeler uyduran, enerji tasarrufu yapan ama çoğu zaman yanılmaya yatkın bir organ. İşte beyniniz hakkında sizi şaşırtacak 10 gerçek.

1. Hafızamız Bir Kamera Değil, Yeniden Yazılan Bir Hikâye

Çoğumuz hafızamızı bir fotoğraf makinesi gibi düşünüyoruz: Gördüğümüz, yaşadığımız her şeyin net bir şekilde kaydedildiğini sanıyoruz. Oysa bilimsel gerçek çok farklı. Hafıza aslında sürekli yeniden yazılan bir hikâyedir.

Psikolog Elizabeth Loftus’un ünlü deneyleri, insanların kolayca yanlış anılar edinebileceğini gösterdi. Katılımcılara aslında hiç yaşamadıkları olaylar (örneğin çocukken bir alışveriş merkezinde kaybolmak) defalarca anlatıldığında, bir süre sonra bu sahte olayı gerçekten yaşamış gibi hatırlamaya başladılar.

Günlük hayatta da bu çok sık olur. Çocukluk anılarınızda kardeşinizle tartışmanızın kimin başlattığını farklı hatırlamanız, işte beynin bu yeniden yazma özelliğinden kaynaklanır. Her hatırlayış, aslında bir “copy-paste” değil, bir “copy-edit” sürecidir.

Bu yüzden hatıralar bazen bize en sadık dost, bazen de en büyük yalancı olabilir.

2. Kararlarınızın %90’ı Otomatik Pilotta Alınır

Sabah kalktığınızda kahvenizi şekerli mi şekersiz mi içeceğinize karar verirken aslında uzun uzun düşünmezsiniz. Beyninizin “sistem 1” adı verilen hızlı düşünme bölümü devrededir.

Nobel ödüllü psikolog Daniel Kahneman, insan zihnini iki sistemle açıklar: Sistem 1 hızlı, sezgisel ve otomatik; Sistem 2 ise yavaş, mantıklı ve analitiktir. Günlük kararlarımızın büyük kısmı Sistem 1 sayesinde alınır. Bu sayede hayatı pratik yaşarız, ama aynı zamanda sık sık yanılırız.

Mesela markette fiyat etiketine bakarken “9,99 TL”nin aslında 10 TL olduğunu bilirsiniz ama beyniniz onu “daha ucuz” algılar. Bu, otomatik pilotun bir yanılgısıdır.

Yani, hayatınızın çoğunu bilinçli olarak yönetmiyorsunuz; beyin arka planda kestirme yapıyor.

3. Beyin Enerji Tasarrufu İçin Sizi Yanıltır

Beyin, vücudun toplam enerjisinin %20’sini tüketir. Bu inanılmaz bir oran! Dolayısıyla sürekli enerji tasarrufu yapmaya çalışır. Bunun için de kısa yollar (heuristics) kullanır.

Görsel yanılsamalar bunun en güzel örneği. İki aynı uzunluktaki çizgiye bakıp birini daha uzun zannetmek, aslında beynin “hızlı hesap yapma” yönteminin sonucudur.

Yani bazen gözünüz değil, beyniniz size oyun oynar. Çünkü o sırada daha önemli işlere enerji ayırmak ister.

4. Beyin Yalanı Gerçekten Ayırt Etmekte Çok Kötü

Birçok insan “ben yalanı gözünden anlarım” der. Ama bilimsel çalışmalar, insanların yalanı ayırt etme oranının yazı-tura atmak kadar olduğunu gösteriyor: %50 civarı.

Bunun sebebi, beynin beden dili ya da ses tonunu doğru yorumlamada çok sık hata yapmasıdır. Popüler kültürdeki “yalan söylerken gözünü kaçırır” klişesi de tamamen yanlış. Bazı insanlar yalan söylerken göz teması kurmayı bile abartır.

Yani beyniniz “anladım ben bunu” dediğinde bile çoğu zaman yanılıyor olabilir.

5. Rüyalar Gerçek Duyguların Provası

Rüyalar, beynin anlamsız elektrik boşalmaları değil. Son yıllardaki araştırmalar, rüyaların duygusal deneyimlerin bir provası olduğunu gösteriyor.

Harvard Üniversitesi’nden Allan Hobson, rüyaların özellikle korku, kaygı ve stresle baş etmede beynin geliştirdiği bir mekanizma olduğunu söylüyor. Yani kabuslar, aslında bir çeşit tehlike senaryosu antrenmanı.

Bir yılanla karşılaştığınızı gördüğünüz rüya, gerçekte başınıza geldiğinde daha hızlı tepki vermenizi sağlayabilir. Bir nevi beyin, size ücretsiz bir simülasyon sunuyor.

6. Beyin Kendini Kandırmayı Çok Sever

Placebo etkisini bilirsiniz: Sahte bir ilaç bile bazı insanlarda işe yarar. Beyin, beklentiyi gerçeklik gibi işleyerek vücuda sinyal gönderir. Böylece kişi ağrısının azaldığını gerçekten hisseder.

Bu sadece sağlıkta değil, günlük yaşamda da geçerlidir. “Ben başaracağım” diye inandığınızda beyniniz performansınızı artırır. Kendinizi kandırmak aslında bazen işe yarar.

İşte bu yüzden olumlu düşünmek klişe değil, nörobilimsel bir gerçektir.

7. Beyin Negatif Olanı Daha Güçlü Kaydeder

Neden kötü bir anıyı unutmak bu kadar zor? Çünkü beyin, hayatta kalmak için olumsuzluklara daha duyarlıdır.

Psikolojide buna “negatiflik yanlılığı” denir. Bir kişi size on iltifat etse ama bir kere eleştirse, aklınızda kalan o eleştiridir. Bu, evrimsel olarak tehlikelere karşı daha dikkatli olmamızı sağlamıştır.

Yani beyin kötüyü büyütür, iyiyi küçültür. Bu da günlük hayatta sık sık yanılmamıza sebep olur.

8. Beyin Çoklu Görevi Sevmez: “Multitasking” Bir İllüzyon

Aynı anda hem toplantıyı dinleyip hem e-posta yazdığınızı sanabilirsiniz. Ama beyniniz aslında tek seferde tek işe odaklanır. Yaptığı şey, hızlıca görevler arasında geçiş yapmaktır.

Stanford Üniversitesi araştırmaları, sürekli multitasking yapan kişilerin dikkat ve hafıza testlerinde daha kötü performans gösterdiğini ortaya koydu. Yani birden fazla işle meşgul olmak sizi daha verimli değil, daha dağınık yapıyor.

9. Beyin Sosyal Onayla Dopamin Patlaması Yaşar

Sosyal medyada bir paylaşım yaptınız ve beğeni geldi. Hemen mutlu oldunuz değil mi? Bu, beynin dopamin ödül sistemi sayesinde oluyor.

Evrimsel olarak insan, sosyal bir canlıdır. Kabul görmek, sürüde yer almak demektir. Beyin de bu onayı ödül gibi algılar ve dopamin salgılar. Bu yüzden “like bağımlılığı” sandığınızdan çok daha biyolojik bir gerçek.

10. Beyin Kendi Geleceğini Tahmin Etmekte Berbat

Bir yıl sonra çok daha mutlu olacağınızı düşündüğünüz anları hatırlayın. Çoğu zaman beklentiniz gerçekleşmez. Çünkü beyin, gelecekteki duygularını tahmin etmekte çok kötüdür.

Buna “etkisel kestirim hatası” denir. Harvard’dan Daniel Gilbert’in araştırmaları, insanların gelecekteki mutluluklarını sürekli abarttığını gösteriyor. Beklenen terfi ya da yeni telefon sizi düşündüğünüz kadar mutlu etmez, çünkü beyin yanılır.

Beynimiz kusursuz bir bilgisayar değil. Daha çok, kısa yollar deneyen, hikâyeler yazan, enerji tasarrufu yapan ama sık sık yanılan bir dost. Yanılmamızın sebebi, beynin hızlı olmak, hayatta kalmak ve enerji tasarrufu yapmak için doğruluğu feda etmesidir.

Ama bu kusurlar olmasa sanat, mizah, felsefe belki de var olmazdı. Yani beynimizin yanılgıları, aynı zamanda insan olmanın büyüsüdür.