Bilimsel bilgilerin insanlara aktarımı her zaman doğru şekilde gerçekleşmemiştir. Kulaktan kulağa yayılan yanlış bilgiler, popüler kültürün abartılı anlatımları ve sosyo kültürel değişimler sonrasında şehir efsaneleri, birçok konunun olduğundan farklı anlaşılmasına sebep olmuştur. İnsanlar çoğu zaman bilimsel bir gerçeği basitleştirmek isterken, onu çarpıtır ve yanlış bir inanca dönüştürür. Bu yazıda, en çok yanlış bilinen bilimsel gerçekleri ele alacağız.
“İnsan maymundan gelmiştir” Yanılgısı
Evrim teorisi, en çok çarpıtılan bilimsel teorilerden biridir. Çoğu insan, evrimin “insanların maymundan geldiğini” söylediğini sanır. Oysa bu, yanlış bir yorumdur. Evrim, tüm canlıların ortak ataları olduğunu söyler. İnsan ve modern maymun türleri, milyonlarca yıl önce yaşamış ortak bir atadan türemiştir. Yani biz şimdiki maymunlardan değil, onlarla aynı kökten geliyoruz.
Evrim = ilerleme değil, uyum
Bir başka yanılgı da evrimi “ilerleme” ya da “daha üstün olma” süreci olarak görmek. Oysa evrim, sadece canlıların bulundukları çevreye uyum sağlamasıdır. Daha gelişmiş olmak değil, daha uyumlu olmak önemlidir. Bazen basit yapılar, karmaşık sistemlerden daha başarılı olabilir.
“İnsan beyninin sadece %10’unu kullanırız” efsanesi
Sinema filmleri ve popüler kültür bu efsaneyi sıkça işlemiştir. Ancak nörobilim araştırmaları beynin tamamının farklı işlevlerle aktif olduğunu göstermektedir. Beynimizin %90’ını boşa kullanmıyoruz; sadece farklı bölgeler farklı görevlerde çalışıyor.
Sol beyin – sağ beyin ayrımı
“Sol beyin mantıklı, sağ beyin yaratıcıdır” düşüncesi de abartılıdır. Evet, bazı işlevler lateralizasyon gösterir, ama her iki beyin yarım küresi sürekli iletişim halindedir. Yaratıcılık da mantık da beynin her iki tarafında birlikte işler.
Hafıza fotoğraf gibidir
Birçok insan anılarını “fotoğraf gibi” sakladığını düşünür. Oysa hafıza dinamik ve değişkendir. Her hatırlama sürecinde bilgiler yeniden düzenlenir. Bu nedenle hatıralarımızda boşluklar, yanlış eklemeler ya da çarpıtmalar olabilir.
Yerçekimi yokken uzayda hiçbir şey etkilenmez
Uzay boşluğunda yerçekimi yok sanılır. Oysa Uluslararası Uzay İstasyonu’nun Dünya çevresinde dönmesinin nedeni, hâlâ yerçekiminin etkisinde olmasıdır. Astronotlar aslında “ağırlıksız” değil, “serbest düşüş” halindedir.
Kara delikler her şeyi süpürür
Popüler anlatımlarda kara delikler “kozmik süpürgeler” gibi gösterilir. Gerçekte, kara deliklerden belirli bir mesafe uzaklıktaysanız hiçbir şey olmaz. Örneğin Güneş yerinde bir kara delik olsaydı, Dünya aynı yörüngede dönmeye devam ederdi; sadece ışık ve ısı kaynağımız yok olurdu.
Ay’ın karanlık yüzü miti
Ay’ın “karanlık yüzü” yoktur. Ay’ın bir tarafı sürekli Dünya’ya dönük olduğu için diğer tarafı göremeyiz. Ancak bu görünmeyen yüz de Güneş ışığı alır. Yani aslında “görünmeyen yüz” demek daha doğrudur.
Soğuk hava üşütür
Soğuk havada hasta olduğumuzu düşünürüz. Aslında soğuk, direkt hastalık yapmaz. Hastalıkların nedeni virüs ve bakterilerdir. Soğuk hava bağışıklık sistemini zayıflatabilir ya da insanların kapalı alanlarda daha çok vakit geçirmesine neden olur, bu da virüslerin yayılmasını kolaylaştırır.
Şeker hiperaktivite yapar
Özellikle çocuklarda “şeker yersen hiperaktif olursun” miti yaygındır. Ancak bilimsel araştırmalar, şekerin doğrudan hiperaktiviteye neden olmadığını gösteriyor. Şeker enerji verir, ama davranış bozukluğu yaratmaz.
Aşılar otizme yol açar
1998’de yayımlanan hatalı bir makale yüzünden aşıların otizme neden olduğu inancı yayıldı. Ancak bu makale bilimsel sahtekârlık nedeniyle geri çekildi. Dünya genelinde yapılan yüzlerce araştırma, aşıların otizme yol açmadığını ortaya koydu.
Yıldırım asla aynı yere iki kez düşmez
Aslında yıldırım, özellikle yüksek binalara defalarca düşebilir. Örneğin New York’taki Empire State Binası yılda yaklaşık 20 defa yıldırım çarpar.
Cam sıvıdır
Eski cam pencerelerin alt kısmının daha kalın olması, camın sıvı gibi aktığı düşüncesini doğurmuştur. Oysa cam amorf katıdır; yani düzenli kristal yapısı yoktur, ama katıdır. Kalınlık farkı üretim tekniklerinden kaynaklanır.
Antibiyotik her hastalığı iyileştirir
Antibiyotikler yalnızca bakterilere karşı etkilidir. Virüs kaynaklı hastalıklarda (örneğin grip) işe yaramaz. Gereksiz antibiyotik kullanımı, antibiyotik direncine yol açarak gelecekte büyük sağlık sorunları yaratabilir.
Çin Seddi uzaydan görülebilen tek yapıdır
Çok yaygın bir efsane olsa da doğru değildir. Çin Seddi uzaydan çıplak gözle seçilemez. Uzaydan görülebilen yapılar arasında havaalanları, otoyollar ve gece şehir ışıkları çok daha belirgindir.
İnsanlarda 5 duyu vardır
Okullarda bize 5 duyu öğretilir: görme, işitme, koklama, tat alma ve dokunma. Ancak bilim insanları aslında insanların 10’dan fazla duyusu olduğunu ortaya koymuştur. Bunlara denge duyusu, sıcaklık hissi, ağrı duyusu ve iç organlardan gelen hisler de dahildir.
Kutup ayıları beyaz tüylüdür
Aslında kutup ayılarının tüyleri şeffaftır. Tüylerin içi boş yapısı, ışığı yansıtarak beyaz görünmelerine sebep olur. Derileri ise siyahtır, bu sayede güneşten daha çok ısı emerler.
Karanlık bir odada okuyunca gözler bozulur
Loş ışıkta kitap okumak gözleri yormakla birlikte kalıcı görme bozukluğu yapmaz. Görme kusurları genetik ve biyolojik faktörlerle ilgilidir. Karanlıkta okuma yalnızca geçici yorgunluk ve baş ağrısı yapabilir.






